Ege Bölgesinin en yüksek dağı olan Murat Dağı 23.12 m. Yükseklikte,400 hektarlık zengin bir orman alandır.Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı tarafından 2003 yılı Mayıs ayında önemli bir bitki ve kuş alanı olduğu ilan edildi.1987 yılında da Bakanlar Kurulu kararı ile Termal Turizm Merkezi ilan edildi.Şifalı sıcak suları ve soğuk su kaynakları açısından nadir yerler arasında olan Murat Dağı, Frigler zamanında Ana Tanrıça KYBLEE’ye tapınılan ortamların en güzel yerinden biriydi.
Günümüzü kavak,çınar,çam,kiraz,ceviz ağaçları ve birbirinden güzel çiçekler arasında geçirebilirsiniz.Çuha çiçekleri,orkideleri hele Ağlayan Gelin’i (ters lale) görmek ayrı bir mutluluk olacaktır.Öğle yemeğinde taze bir alabalık ziyafeti çekebilecek,sonra karacam ormanları içinden geçerek zirveye doğru yol alırken ulu çınarların arasından gürül gürül akan Gediz size eşlik edecek.Gediz ve Porsuk’un doğduğu KESİKSÖĞÜT mevkii’ni unutamayacaksınız.Bu kaynaktan doğan su ikiye ayrılır.
Gediz Ege Denizine doğru akarken,Porsuk Sakarya’ya karışıp Karadeniz’e dökülüyor.Akşam Murat Dağı’nda Gediz Belediyesinin Tesislerinde konaklayacaksınız.Güler yüzlü aydınlık konuk sever personel sizleri ağırlayacaklar.Bölgemizin kebapları da çok özeldir.Eniz ki tadına bakacak, dağ kekiklerini ellerinizle bolca toparlayacaksınız.Yaşamayı, doğayı, insanları seviyorsanız, Murat Dağı sizi kucaklayacaktır…
Sağlık problemleriniz için 45 derece sıcaklıkta, banyo ve içme kürleri için elverişli şifalı sular sizleri bekliyor.Romatizma, deri, kadın hastalıkları, sinir ve kas yoğunluğu, sinir hastalıkları, eklem ve kireçlenme rahatsızlıklarına iyi geldiği belirlenen 2100 mg. eriik mineral değerindeki şifalı sıcak sular doğal tedavi için bulunmaz fırsattır.
Murat Dağında geceler serin olur, yanınıza ceket, hırka gibi giyecekler almayı, kaplıca veya hamamların keyfini çıkarmak için uygun kıyafetlerinizi, muhteşem doğayı görüntülemek için fotoğraf makinenizi ve yedek pilleriniz almayı unutmayın.
İçinde farklı zaman boyutlarının sayısız sırlarını saklayan Murat Dağı, binlerce yıl ötesinden bu güne hep bir çekim alanı olmuştur. Antik Çağ'da “Ana Tanrıça Kybele'nin Dağı” anlamına gelen Dindymon adıyla anılan bu yüce dağ, Orta Çağ'da Hıristiyanların kutsal mekanlarından biriydi. XIV. yy'da Kadoi'yi fetheden Türkmenler dağa Murat Gazi'nin adını vererek şehit alperenin adını sonsuzluğa taşıdılar. Murat Dağı'nın tarihin derinliklerinden günümüze yansıyan bu mistik dokusu, gizemli doğal güzelliklerle bezenerek daha derin bir anlam kazanmıştır. Murat Dağı'nda neredeyse her taşın altından, her çamın dibinden ve her çalının içinden bir pınar fışkırır. Oluk oluk akan soğuk, berrak ve içtikçe içme isteği uyandıran bu pınarlar, arkalarında bin bir renkte çiçek ve şifalı bitkiyle bezenmiş yemyeşil bir bitki örtüsü bırakarak, derecikler, çağlayanlar oluşturup, köpük köpük, bitip tükenmeyen bir coşkuyla, dağdan aşağılara doğru akar gider…
Derin bir sonsuzluğun hakim olduğu orman, ziyaretçilerine huzurlu ve özgür bir dünya sunar.
Murat Dağı’nda Yayla Safası
Murat Dağı'nın engebeli tepeleri ve sırtları arasında sıkışıp kalmış “yayla” adıyla anılan irili ufaklı pek çok düzlük vardır. Çevresi ormanla kuşatılmış ve içinde gürül gürül akan çeşmeler barındıran bu yaylalar, yaz aylarında sıcaktan bunalan insanların akınına uğrar. Reçine ve kekik kokulu serin havasıyla, insanları kendine çeken bu yaylaların bazıları, yaylaya çeşme yaptıran hayırseverlerin adlarıyla anılır. Evliya Çelebi 1671 yazında çıktığı bu yaylaları şöyle anlatır : “… Yaylaya çıkıp bir hafta eylenip durup kalabalık zevki ettik. Her sene kiraz mevsiminde bütün Gedus'tan ve başka diyarlardan ahali akraba ve eş dostlarıyla yaylaya çıkıp 2-3 ay ışü-işret ederler, gönüllere ferahlık zevk ve sefa veren şaşılacak derecede güzel mesire ve gezinti yerleri vardır. Gedus halkının belli yerleri ve yaylak evleri vardır. Her yıl gelip dururlar. Çünkü Temmuz ayında Gedus Şehri, dere tepe içinde gayet şiddetli sıcak olup havası ağır olduğundan cümle halkı Murat Yaylağı'na göçüp, murat üzere muratları hasıl olur.”
Gediz Belediyesi, Hamam çevresindeki Kıcıroğlu, Dokuzçam ve Gökoluk yaylalarına inşa ettiği konaklama tesisleri ile kaplıcanın sefasını sürmek isteyenlere önemli bir hizmet sunmaktadır.
Muratdağı Kaplıcası'nın yakın çevresinde kümelenen yaylalardan Arapoğlu; şifalı olduğuna inanılan soğuk suyu ile ünlüydü. Ancak 1970 Gediz Depremi'nde yayladaki bu çeşmenin suyu çekildi. Daha sonraki yıllarda çeşmenin yakınında bulunan bir kaynak üzerine yeni bir çeşme yapıldı.
Murat Dağın'daki yaylalardan özellikle ikisi sahip oldukları özelliklerden dolayı öne çıkar. Bunlardan biri, dağda sadece bu yörede yetişen sarı çiçekleriyle anılır. Yaylaya da adını veren ve ölmez çiçek, altın çiçeği, arı çiçeği, güve otu ya da herdemtaze adlarıyla anılan bu çiçeğin bilimsel adı, helichyrsum arenasium dur. Haziran ayında açan bu nadide çiçek kuruduktan sonra bile tüm güzelliğini koruyabildiği gibi, idrar söktürücü ve taş düşürücü olarak halk hekimliğinde kullanılır.
Murat Dağı'nın öne çıkan bir diğer yaylası da Söbealan Yaylası'dır. Çam ve doğu kayınlarının iç içe geçtiği sarp ve dik teperlin ortasında yer alan yayla, yoğun bir kekik örtüsüyle kaplıdır.
Yayla tüm güzelliğini Mayıs ayında sergiler. Öyle ki; çamların koyu yeşili ile henüz yeşermeye başlayan kayınların kızılımsı yeşiline eşlik eden alıç çiçeklerinin yarattığı armoni, görülmeye değer bir doğa manzarası oluşturur.
Yaylanın kuzeybatı sırtları Mayıs-Haziran'da orkide (salep) ve yıldız çiçekleriyle süslenir. Değişik noktalarındaki çeşmelerden akan su; yayla tabanında oluşturulan bir gölete akar.
Göl manzaralı kekik ve reçine kokulu Söbealan Yaylası, sadece günümüz insanı için değil yüzyıllar önce bu coğrafyada egemen olan Roma ve Bizanslılar için de bir cazibe alanı olmuştur. Göletin hemen batısından başlayan yamaçta görülen antik yapı kalıntıları da bunu kanıtlamaktadır. Ne amaçla yapıldığı belli olmayan bu yapının bir Roma veya Bizans asilzadesine, ya da yöneticisine ait bir yazlık saray olma olasılığı vardır.
Murat Dağı'nda Gün Batımı
İnsanları adeta bilinmeyen bir masal dünyasına alıp götüren gün batımları, dünyanın her yerinde ilgi ve heyecanla izlenir. Kendini duygulu bir heyecan seline kaptırıp günün yorgunluğundan kurtulmak isteyen pek çok insan, kısacık da olsa bir gün batımını izlemek için pek çok zorluğa seve seve katlanabilmektedir. İç Ege coğrafyasında gün batımının en güzel ve rahat izlenebildiği nokta, Şaphane Dağı'na değin tüm Gediz Vadisi'ne hakim konumuyla Murat Dağı'dır. Murat Dağı'ndan bakıldığında; güneşin Şaphane Dağı doruklarından batarken oluşturduğu inanılmaz güzellikteki renk cümbüşü, muhteşem bir görüntü oluşturur. Dağdan ufuklara doğru uzayıp giden tepeler, ovalar, vadiler akşam güneşinin titrek kızıllığında eriyip, bin yılların anılarını saklarcasına adeta bir düşler dünyasına dönüşür…